steampunk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
steampunk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Miyazaki, Steampunk ve Voutilainen



Tasarım ve mekanizmada kendi açtığı yolda ilerleyen bağımsız saatçilerin önde gelen bir ismidir Kari Voutilainen.

28ti modeli ise ilk gördüğümde "Kari Voutilainen efendi yine coşmuş!" dediğim bir saat oldu. 

Gösterişli denge köprüsü, iri denge çarkı ve vidaların belirgin oluşuyla Steampunk türü bir saat gibi görünüyor, daha da iyisi Hayao Miyazaki'nin "Gökteki Şato" filminden fırlamış gibi.

Pek sevemediğim ama artık bir Voutilainen imzası olan akrep ve yelkovan tasarımı kadran ortadan kalkınca okunurlukta sorun yaşatıyor olsa da görsel olarak hoş. 

Zaten artık saatler saati göstermiyor, zevk, zarafet ve teknik ustalığı işaret ediyor.


Güç göstergesi arkada, bu durum rastlanan bir şey lakin saniye ibresinin arkada olması pek görülen bir durum değil, çok çok iyi bir fikir.

Basel fuarında her defasında saatseverleri şaşırtan bağımsız saatçileri övmek bir gelenek oldu. 

Hodinkee de öyle yapmış:

Kirkor Usta, La Tonkinoise ve minyatür mekanik takılar





Kadim Anabala Pasajı'nda kuyumcu dostum Kirkor Usta ile konuşurken, "Bak Mehmet, sana bir şey göstereceğim" dedi. Sonra ben meraklı gözlerle onu izlerken, o kalkıp vitrinin bir köşesinde duran bir yüzüğü getirdi bana (kadınların pek sevdiği güzel takılarla dolu olan bu vitrine ben pek bakmam, sadece arada sırada takılar için mankenlik yapan küçük biblolar hoşuma gider o kadar). O sırada "Benim bir yüzükle ne işim olur ki?" diye düşündüm.

Ancak yüzük görüş mesafesine girince anladım ne olduğunu. Dikkat etmeyip uzaktan kehribar benzeri bir taş zannettiğim şey meğer ufacık bir saat imiş, görür görmez gülümsedim.

Kirkor Usta diğer kuyumculara benzemez, müşteri gelsin diye bekleyip durmaz. Dükkanda bir de tezgahı olduğu için, müşteri olmayınca çalışır durur. Genelde üretmeyi sevmeyen bir millet olduğumuzu düşündüğüm için, çalışan insanları çok seviyorum. Yaratıcı fikirlere de saygım var, bu nedenle aslında ilgi alanımda değil ama mücevher ve takı sınıfına giren bu tarz çalışmaları bir kenara not almıştım, şimdi yazmanın vaktidir.

Saatli yüzükler, kolyeler, broşlar ilginç bir konu. Bu tarz saatler/takılar yüzyıllar öncesinden beri yapılıyor elbette, fakat görmek yine de çok heyecan verici. Sadece estetik bir hazdan ibaret olmayıp zamanı da gösteren veya zaman makinelerine gönderme yapan bir yüzük tasarlamak, yapmak iyi bir fikir.

La Tonkinoise ise Paris'te. Onu da çok beğendiğim bir blog olan Autohand sayesinde keşfettim.



Chantal Hanım'ın marifetli elleri eski nesneleri ve saatleri toplayıp bunları eşi benzeri olmayan takılara (kolyelere ve broşlara) dönüştürüyor.

Mekanik saatlerin parçalarının bir yerlerde çürüyüp gitmesi ve çöpe atılması yerine yüzük, kolye veya kol düğmesi olarak kullanılmasının bir çeşit geridönüşüm uygulaması olduğunu düşünüyorum. Bu saatlerin çalışması hoş olurdu gerçi, ama bu halleriyle bile yaşıyorlar ve işe yarıyorlar ayrıca saatin mekaniğine çok fazla müdahale edilmediyse ileride tekrar bir kol veya cep saatine dönüştürülmeleri de imkanlar dahilinde.

Fakat bazı örnekleri var ki hem saatin hem takının doğasından öteye geçip minyatür mekanik heykellere dönüşmüşler.

Konuyu biraz araştırınca, mekanik saatlerin kullanıldığı başka takılarla da karşılaştım. Meraklıları aşağıdaki fotoğraflarda görüldüğü gibi daha fazla örnek bulabilir.







Linkler:

- Steampunk Vintage Watch Clockwork Ring

- 19moons' photostream MECHANIQUE Vintage Watch Rings
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...