YENİ BİR SAAT, ESKİ BİR ZAMAN: SEIKO 6139





Daha doğrusu tam adı Seiko 6139-7070. Daha birkaç günlük. Hemen alır almaz yazmak istemedim.

Kronograf özelliği olan saatlere ilgim yoktur aslında.  Fakat nasıl olduysa ikinci el saatler satan bir dükkanda bu saati görür görmez sevdim.    

'Bakalım anlaşabilecek miyiz, ısınabilecek miyiz birbirimize?' diyerek son birkaç gündür inceleyip duruyorum.

Yeni bir saat dediğime bakmayın. Benim için yeni. Yoksa, güngörmüş bir saat 6139-7070, 1970'lerde üretilmiş. 6139 serisi ilk üretilen otomatik kronograflardan biri (1969). ('İlk otomatik kronograf' konusunda çeşitli tartışmalar var. Kimi Zenith El Primero diyor, kimi Heuer'den Brietling ve Buren'e kadar çeşitli markalar tarafından kullanılan Chronomatic mekanizmasıdır diyor. Rivayet muhtelif.)

Ama benim ilk kronografım oluyor kendileri.

Seiko 6139 bilekte güzel, tok görünümlü bir saat. Kasa klasik yapısına rağmen tacın gömülü olması nedeniyle değişik bir görünüme sahip.

Seiko 6139, aslında büyük bir saat değil fakat boyutları dolayısıyla (yüksekliği 14 mm, uzunluğu 45 mm, genişlik 39,5 mm) olduğundan daha büyük görünüyor.


Kronografı sağlam, güven verici, dakik.

Bu güzel saatte tek yadırgadığım nokta, elle kurulamıyor oluşu. Elle kurulma özelliği, bence kaliteli bütün otomatik saatlerde olmalı. Otomatik saatler elbette saatçilikte devrimci bir adım. Fakat kurmalı saatlerin de papucu dama atılmadı. Otomatik saatlerin bir süre el kol hareketiyle güç toplaması gerekirken, kurmalı bir saatin tacını yakalayıp şöyle bir iki tur çevirmekle hemen çalışmaya başlıyor olması büyük bir rahatlık.

Tissot'mu sakladım bir yere. Her gün dışarıya çıkarmayacağım. Günlük saat olarak Seiko 6139'u kullanacağım şimdilik.

Kardeş saatler, kardeş kalemler...

Mekanik sanat: Hautlence HL2.0


Bir başka Hautlence harikası: HL 05

Bazı saatler hareketli heykellere benzeyen yapılarıyla sanatın iyileştirici gücüyle donatılmıştır. 

Butik üretim yapan, bağımsız Hautlence firmasının HL2.0 modeli mikromekanik sanatının eşi az bulunur en güzel örneklerinden biri. Hautlence firması tasarımlarıyla hem geçmişe referans veren hem de kendine özgü buluşlarından dolayı patentli yenilikler içeren saatler üretiyor.

Elbette mikromekanik sanatı, hiç ucuz değil. Zaten 552 parçadan oluşan bu şaheserden sadece 28 tane üretilmiş. Herkes için erişilebir bir saat değil. Ama bu durum çoğunluk için bence o kadar önemli değil. Çünkü HL2.0 modeli fizik, mühendislik, tarih, yaratıcılık gibi birbirine destek olan bilim ve sanat bağlantıları kuvvetli, çok güzel bir örnek. Böyle üretimleri takdir etmeli insan. 

Kurucular marka adını İsviçre'nin en önemli saat merkezlerinden biri olan Neuchatel'den anagram (harflerini yerini değiştirerek yeni bir kelime üretme) tekniğiyle türetmişler.

Güzel saatlerin fotoğraflarına veya videolarına bakmak, Louvre Müzesi'nde nadide bir tabloya bakmak gibi, çok keyif verici, evet.


Ek okuma:  

Hautlence: A time check for style

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...