Salvador Dali etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Salvador Dali etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Dali saati
Spanish surrealist artist Salvador Dalí was born this week in 1904, in Figueras, Spain. Magnum presents a selection of images that artist and photographer Philippe Halsman made in collaboration with Dalí from the 1940s to the ’70s.
Spanish painter Salvador Dalí in an interpretation of his well-known painting The Persistence of Memory, 1952.
© Philippe Halsman / Magnum Photos
Belleğin azmi
Bunca acının ve sıkıntının yaşandığı bir dünyada benim saatlerden söz etmem tuhaf olabilir. Saatlerle ilgilenmek tıpkı şiir gibi, resim gibi, fotoğraf gibi hayata tutunmanın yollarından biri.
Ayrıca saatlerin insanı avutan bir yanı da vardır. "Bu da geçer" diye mırıldanır gibidir saatler, nitekim geçer de, zaman acı veya tatlı bir ilaç gibidir.
Her an hayatla ölüm arasındaki çizgiyi koşan saniyeler, arkasına yelkovanı, akrebi alıp, geçmişin yükünü bırakarak hep ileriye gider.
Böyle zamanlarda Salvador Dali'nin eriyen cep saatlerini çizdiği resim gelir aklıma. Resmin adı da çağrışımlara ve yorumlara açıktır: Belleğin azmi (La persistencia de la memoria)
Bu resim biraz da 'matematik'le ilgili olmalı. Değişmeyen bir dil matematik, dünyanın neresine giderseniz gidin farklı ülkelerden farklı kültürlerden insanların üzerinde mutabık kalacakları çözümler içerir ve üretir. Saat bilimi de böyledir, zamanı ölçmek için giderek hassaslaşan bir teknoloji ürünüdür, günümüzde sezyum püskürtmeli atom saatleri kullanılıyor mesela.
Peki ama resimdeki saatler neden eriyor? Matematik eğilip bükülebir mi? Zamanın göstergeleri değişebilir mi? Sert görünümlü, asık suratlı dakikalar pelteye dönüp yumuşayabilir mi? İşte bence bu noktada resimde olmayan ancak varlığını hissettiğimiz bir etken devreye giriyor: İnsan.
Resmin adının "Belleğin azmi" olması düşündürücü. İnsan belleği aslında saatlerle ve matematikle zıt yapıda. Zaten dinsel, pratik ve ekonomik ihtiyaçları bir tarafa bırakırsak saatlere olan ihtiyacımızın kökeninde belleğimizin eriyebilmesi, zamanı olduğundan farklı algılayabilmesi, bunun da hemen hemen her insanda farklı düzeylerde tezahür etmesi yatıyor.
Kolumuzdaki saatler bizi ortak bir zamanda buluşturuyor belki, ancak kolumuzu çevirip baktığımızda hissettiklerimiz farklı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)