1968 doğumlu olan yaratıcı zekasıyla olağanüstü güzellikte saatlere imza atan Peter Speake-Marin Londra'da Hackney Teknik Üniversitesi'nde saatçilik okudu ve İsviçre saatçilik okulu WOSTEP'te eğitimine devam etti. 7 yıl boyunca Londra'da çalıştıktan sonra tekrar İsviçre'ye döndü. 2000 yılında bir rüyasını gerçekleştirdi ve işletmeciliğini eşinin yaptığı üst sınıf saatler ürettiği atölyesini kurdu. Halen kendi atölyesini yönetmekte ve çalışmakta. Aynı zamanda bağımsız tavrından ödün vermeden diğer üst düzey saatler üreten şirketlerle ortak projeler de yapmaktadır. Yaptığı saatlerin yüksek kasaları ve dış uçta büyüyen konik kurma kolları dışında en göze çarpan özelliklerden biri de akrep ucunun kalp biçiminde olması.
Peter Speake-Marin'in bağımsız ve özgür bir tasarımcı/üretici olarak emek verdiği saatlerden örnekler:
Konuyla ilgili linkler:
Mr. Peter Speake-Marin
A Visit With Peter Speake-Marin
An Introduction to Peter Speake-Marin
Peter Speake-Marin
A 12-month Review of Peter Speake-Marin's Piccadilly
Interview Peter Speake-Marin
Speake-Marin: Creating something people want!
Peter Speake-Marin, dream merchant
PuristSPro interviews Peter Speake-Marin
Peter Speake-Marin gives time to time
Master Watchmaker and AHCI Member Peter Speake-Marin
ZAMANA HÜKMEDENLER
Watch Plus dergisinin bir türlü raflardaki yerini almayışına üzülürken yurtdışında çok başarılı bir dergi olduğu için haklı bir ünü olan Robb Report'un Türkiye'de Doğuş Yayın Grubu'nun geçtiğimiz yılın Mayıs ayından beri yayımladığı Robb Report son sayısı ilaç gibi yetişti. Robb Report Mart 2009 sayısının kapak konusu "Zamana Hükmedenler". Bu başlık altında dergide 2009'un en yeni saat modelleri tanıtılıyor. İnsanın gözlerini kamaştıran tasarımları görmek doğrusu gönülleri de şenlendiriyor.
Ama bence bu konu o kadar da önemli değil, dergideki en dikkate değer konu ülkemizin en büyük saat koleksiyoncularından biri olan Hayrettin Akpınar'ın saat koleksiyonunun tanıtıldığı sayfalar. Burcu Sever'in yazdığı, Barış Üstel'in de güzel fotoğraflarıyla bezediği bu yazıdan da öğreniyoruz ki Hayrettin Akpınar bir saatçilik müzesi için mekan arayışlarını sürdürüyormuş.
Bu güzel ve önemli yazıyı saatseverlerin mutlaka okuması gerekli diye düşünüyorum.
Dergide ayrıca saatçiliğin sanat, bilim ve tasarımda geldiği noktanın çok güzel örnekleri de mevcut:
Konuyla ilgili diğer haberler:
* ‘Saatleri ayarlama enstitüsü’nü kurmak istiyor
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)