Robb Report'un Haziran 2009 sayısını alır almaz saatlerle ilgili ne var yok diye baktım hemen. Zaten bu güzel derginin kapağındaki fotoğraflardan birinin Vacheron Constantin Quai de I'Ille olması ve kapakta DÜNYANIN EN İYİLERİ yazması bir fikir veriyor dedim ama, en iyi saatlerin en iyileri sıralamasında yükte hafif pahada ağır olan enn birinci saat derginin kapağında görünen Quai de I'Ille değildi. Birinciliğe layık görülen, butik üretim yapan De Bethune firmasının DW1 (Dream Watch One) silikon titanyum ve platin gibi malzemelerden yapılmış gelişmiş bir mekanizmaya sahip görünüş ve tasarım olarak da ilginç bir saat. Böyle bir saatin benzerini daha önce görmediğim için derginin 12. sayfasındaki saate bakakaldım, daha sonra bloglarda bu saatten söz edildiğini hatırladım sonra ama üzerinde durmayıp geçmişim demek, hafızada bir şey kalmamış.
Saatin cep saatlerindeki gibi tacının tepede olmasını yadırgadım önce ama güzel değişik bir uygulama, aslında çok da değişik değil uzakdoğuya saat üreten firmaların bu tarz saatleri var, dw1'ın özellikleri arasında kurmalı olduğu yazılmış, otomatikler de iyidir ama kurmalı saatleri ezelden beri çok severim. Gerçi saatin alt kısmındaki kanat benzeri çıkıntılar hoşuma gitmedi ama nihayetinde üzerine spotlar tutulunca kendine uzun uzun baktıran bir saat olduğu aşikar.
Ne yalan söyleyeyim bu saati fazla sevamedim ama beğendiğim nokta zirvedeki bir üretim anlayışının araştırma geliştirme ile daha da ilerletilmesi, bulunulan yer ile yetinilmemesi, gelenekten güç almakla beraber hep ileriye doğru gidilmesi, bu saatin arkasındaki fikir de bu, bence önemli olan da bu fikir zaten.
De Bethune DW1 Saatçilik sanatının geldiği noktayı göstermesi açısından ilginç bir saat. Robb Report dergisinin affına sığınarak bir alıntı yapayım:
"Saatin özgün kasası, 6 günlük güç rezervi bulunan kurmalı mekanizma ve patenti De Bethune markasına ait olan ve ayın evrelerini gösteren küre tasarımını çevreliyor. Kasanın arka tarafında küçük bir pencerede güç rezervi göstergesi konumlandırılmış."
Saatin en önemli özelliği denge çarkında, "çarkın kendisi silikondan çevresindeki halka ise platinden üretilmiş. Gümüş rengindeki yassı sistem, kadranın ardında görülebilen , hatta titreşimleri zor da olsa algılanabilen bir mekanizmanın içinde duruyor" demiş De Bethune'un yöneticisi David Zanetta.
De Bethune saatlerindeki denge çarkı üzerinde 2002 yılından beri düşünüyorlar ve yeni düzeneklerinin patentlerini alıyorlar:
Dergilerin böyle kışkırtıcı tarafları vardır, sizi daha fazlasını öğrenmeye çağırır. Ben de öyle yaptım, dergideki fotoğrafları görünce "vay canına" demiştim ama internette biraz araştırınca özellikle horomundi.com üzerindeki DW1 dışındaki diğer De Bethune üretimi saatlerin fotoğraflarını görünce daha da şaşırdım. Bu arada ikinci rüya saatini de üretmişler:
De Bethune 2002 yılında Le locle'daki saatçilik okulunun eski eğitimcilerinden Denis Flageollet ve koleksiyonculara danışmanlık yapan saat uzmanı David Zanetta tarafından kurulmuş bir şirket, bugüne dek ürettikleri saatler hep bir arayışın ürünü olan yapıtlar. Yüzlerini geleceğe çevirdikleri internet sitelerindeki "Le futur, manufacture" ibaresinden de anlaşılıyor.
Robb Report dergisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Robb Report dergisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mineli saatler, Graham'in tarihçesi ve küçük şirket büyük şirket ortaklığı
Başlıktaki yazılar RobbReport'un Nisan sayısında yer alıyor.
Derginin kapağındaki 'ağır' evi görünce korkarak, galiba saatlerle ilgili bir şey yok bu sayıda, diye düşünmüştüm ve fakat öyle değilmiş, hele büyük saat şirketlerinin kendi alanında uzmanlaşmış küçük şirketlerle işbirliğine gittiğinden ayrıntılı olarak söz edilen yazı her saatsever için gönülçelen türden (gönülçelen demişken J.D. Salinger'a selam).
Ultra gelenekçi Patek Philippe'in mineli saatleri ile ilgili yazı da uzunca ve dolu dolu. Dergi güzel, okumakta fayda var.
ZAMANA HÜKMEDENLER
Watch Plus dergisinin bir türlü raflardaki yerini almayışına üzülürken yurtdışında çok başarılı bir dergi olduğu için haklı bir ünü olan Robb Report'un Türkiye'de Doğuş Yayın Grubu'nun geçtiğimiz yılın Mayıs ayından beri yayımladığı Robb Report son sayısı ilaç gibi yetişti. Robb Report Mart 2009 sayısının kapak konusu "Zamana Hükmedenler". Bu başlık altında dergide 2009'un en yeni saat modelleri tanıtılıyor. İnsanın gözlerini kamaştıran tasarımları görmek doğrusu gönülleri de şenlendiriyor.
Ama bence bu konu o kadar da önemli değil, dergideki en dikkate değer konu ülkemizin en büyük saat koleksiyoncularından biri olan Hayrettin Akpınar'ın saat koleksiyonunun tanıtıldığı sayfalar. Burcu Sever'in yazdığı, Barış Üstel'in de güzel fotoğraflarıyla bezediği bu yazıdan da öğreniyoruz ki Hayrettin Akpınar bir saatçilik müzesi için mekan arayışlarını sürdürüyormuş.
Bu güzel ve önemli yazıyı saatseverlerin mutlaka okuması gerekli diye düşünüyorum.
Dergide ayrıca saatçiliğin sanat, bilim ve tasarımda geldiği noktanın çok güzel örnekleri de mevcut:
Konuyla ilgili diğer haberler:
* ‘Saatleri ayarlama enstitüsü’nü kurmak istiyor
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)