Titanik Saati 1912-2012


Bazı saatler gideceği yeri şaşırmış mektuplara benziyor.

Özellikle denizden çıkartılan felaket şahidi saatleri her gördüğümde tuhaf oluyorum.

Bir saat her zaman bir insan demektir.

Aradan koca bir yüzyıl geçmiş.

Benim saatim, senin saatin


Geçtiğimiz Perşembe günü kendime bir iyilik yaptım ve Tissot'mun kordonunu değiştirdim. Kosova Saat'e gitmiştim, çok yakışıklı Ali Aydınoğlu ve torunları dükkândaydı.

Ne güzel, dedim kendi kendime, dünya hâlâ eskisi gibi dönüyor.

Bir süre vitrindeki saatleri izledim. Vitrindeki saatler beni hafiften gıdıklasa da, aradığım saatimi bulmuştum çoktan, zaten bileğimde duruyordu. Amacım gösterişsiz ve sade bir kordon almaktı. Fakat bana önerilen, -önce olmaz dediğim- koyu yeşil renkli bir kordonla çıktım dışarıya.

Sonra dünya güzeli bir arkadaşıma gittim. Kendisi bir yayınevinde editördür. Saati koluna taktım ve gördüğünüz fotoğrafı çektim.

Saatimi bir başkasının kolunda görmek bende tuhaf duygular uyandırıyor, hemen fotoğrafı çekip bir an önce ona kavuşmak istiyorum! Sahip olduğum diğer saatlerle böyle bir ilişkim yok oysa. Nedense Tissot'ma gönülden bağlı hissediyorum kendimi. Şimdi böyle bir kordonla daha bir neşeli oldu sanki.

2009'da bıraktığım projeye yukarıdaki fotoğrafla dönmüş oldum. O zaman da sevdiğim arkadaşlarımın koluna Tissot'mu takmış hem fotoğraf çekmiş hem de saatimin başkasında nasıl durduğuna bakmıştım. (Fotoğraflara bakıyorum da o zaman gösterişsiz, kahverengi bir kordon kullanıyormuşum.)

Bu fotoğraf çekilirken çok sevdiğim, bana fotoğraf makinesini ödünç veren, on parmağında on marifet (yazar, ressam, gezgin, rehber, fotoğrafçı, reklamcı) arkadaşımın koluna da takmak istedim fakat yer uygun değil diye düşündüm. Onun evinde veya bir müzede olmalıymışız gibi geldi bana. Bir dahaki buluşmamızda muhakkak onun bileğinde de olacak saatim. (Gerçi Tag Heuer saatini çıkarmak istemeyecektir belki, fakat çikolata ile kandırırım diye planlar yapıyorum.)

Oradan çıkıp kuyumcu dostuma uğradım. Hezarfen arkadaşım da yanımdaydı. Bir anda kaynaştık, sohbeti koyulaştırdık. Sonra aklıma yeni kordonlu saatim geldi, kuyumcu büyüğümün bileğine usulca bıraktım:



İlkbahar ve yaz, emektar Tissot'ma pek yakışan bu tatlı yeşil kordonla ve güzel arkadaşlarımla geçsin istiyorum.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...