EFSANE SAATLER 3: LONGINES CHARLES LINDBERGH HOUR ANGLE, 1931

Charles Lindbergh

LONGINES CHARLES LINDBERGH HOUR ANGLE, 1931

Döner bezele sahip 47 mm çapındaki bu büyük saatin arkasında tarihte ilk kez uçakla Atlantik Okyanusu'nu geçmeyi başaran maceraperest pilot Charles Lindbergh vardır. Charles Lindbergh, 1927'de 25 yaşındayken, New York ile Paris arasındaki 5 bin 810 kilometreyi hiç durmadan geçen ilk kişi oldu. Charles Lindbergh tek kanatlı uçağıyla, şiddetli bir fırtınaya yakalanmasına rağmen hiç durmaksızın 33,5 saat boyunca uçmuş ve 1919'dan beri pek çok pilotun denediği (bir kısmı bu uğurda hayatını kaybetmişti) ve o güne kadar kimsenin yapamadığı bir işi başarmıştı.


Longines Charles Lindbergh Hour Angle, 1931









Charles Lindbergh, uçuştayken saatine bakarak konumunu belirlemek istiyordu. Yol boyunca fırsat bulduğunda defterine bir pilot saatinde nelerin olması gerektiğini yazmıştı. 

Lindbergh, New York’ta, kendisi gibi pilot arkadaşı John Heinmuller fikirlerini anlattı. John Heinmuller sıradan bir pilot değildi, aynı zamanda Longines-Wittnauer Watch Co. şirketinin yöneticisiydi. Lindbergh'in fikirleri İsviçre’de hayata geçti. 1931'de Longines, Charles Lindbergh Hour Angle ismi verilen ve tarihe geçen saati üretti. Charles Lindbergh'in çizimlerini yaptığı saat, tıpkı düşündüğü gibi sadece pilotlara değil doğal olarak denizcilere de boylamı hesaplama olanağı tanıdı. 

Aynı saatin günümüzdeki versiyonlarından biri.

Not: Bu yazı "Efsane Saatler" başlığı altında Esquire Big Watch Book'ta yayımlanmıştır. (Sayı 1, 2015)

EFSANE SAATLER 2: ROLEX OYSTER, 1926



Rolex Oyster, 1926


ROLEX OYSTER, 1926

İki dünya savaşı arasında yıllar (1919 - 1940) kol saatlerinin geliştiği, ilklerin yaşandığı bir dönemdi. 

İşte bu dönemde dünyadaki ilk su geçirmez kol saati, Rolex Oyster üretildi ve 1926'da saatçiliğin tarihsel çizgilerinden birini oluşturdu. Rolex'in saatçilik dünyasına kazandırdığı tecrübeyle bu tarihten sonra saatçilik dünyasında hem bütün saatlerin suya dayanıklılığı artırıldı hem de "dalış saatleri" başlıklı yeni bir tür saat tipinin doğuşuna zemin hazırladı.  

İstiridye tipi adı verilen kasayı oluşturan parçalar.

Mekanizmayı sudan koruyan ve patenti alınan su geçirmezlik sağlayan vidalı arka kapak ve kurma kolunun eşlik ettiği "Oyster" (istiridye) kasa çözümü, kol saatlerinin gelişiminde devrimci bir rol oynadı. Çünkü cep saatleri son derece dayanıklı görünmelerine (çoğunun da dayanıklı olmasına karşın) suya ve neme dayanıklı değildi. İlk kol saatleri de hassas yapılarıyla istenen ölçüde günlük hayatın içinde yer alamıyordu. Oyster kasa çözümü ilk örnekti ve pek çok saat markasının gideceği yolu aydınlatmış oldu.

Rolex muhafazakar bir firma olarak bilinir ve yeniliklerden pek hazzetmez. Oysa teknik olarak çok sade görünen saatlerin arka planında hummalı bir faaliyet her zaman olmuştur. Bu amaçla ilk Oyster kasalardan kalan miras korunmuş ve çok geliştirilmiştir, örneğin günümüzde Osyter saatlerindeki kurma kolu sızdırmaz özelliğini güçlendirmek için yaklaşık 10 parçadan oluşmaktadır. Üstüne bir de ikili ve üçlü kilitleme sistemleri, kendi deyimleriyle denizaltılardaki kapılara benzeyen bir sistemle su geçirmezliği sağlar.

Rolex, sadece saatçiliği değil, saatini akvaryum içinde tutan fotoğrafta görülen hanımefendi ile saat ilanlarının tarihini de değiştirdi.

Rolex kelimesinin bir manası yoktur ancak saatlere ilgi duyan, duymayan herkes için tarihi değiştiren icatları ve gördüğü ilgi nedeniyle Rolex markasının anlamı büyük olmuştur. 




Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...