Girer girmez Rolex vitrinine baktık ama vitrin yine değişmemişti, aylardır aynı. Cellini ve Lady Yachtmaster'dan başka model yoktu. Karşı vitrinde ise Zenith ve Glashütte dikkatimizi çekince oraya yöneldik.
Vitrine yanaştık, tam Zenith'lere bakarken içeriden bir satış temsilcisi selamladı bizi. Vitrindeki Zenith Class Open Multicity dikkatimizi çekti ,tam fiyatını soralım derken ortadan kayboldu satış temsilcisi. Neyse, sonra sorarız derken satış temsilcisi beyefendi gülümseyerek yanımıza geldi. Saatin fiyatını sorduk, cevap olarak da içeriye davet edildik.
İçimden, "Umarım yine saatten cidden anlayan bir satış temsilcisi denk gelir de keyifli bir sohbet yaparız." diye geçiriyordum. Sanırım şanslı günümdeydim.
İçeriye geçtik. Satış temsilcimiz ile tanıştık: Fikret Çelikçi. Fikret Bey bize derhal içecek ikram etti ve çok koyu bir sohbete daldık.
Fikret Bey saat konusunda gerçek bir derya. O anda bizim müşteri olmadığımızı bildiği halde bizimle 2 saati aşkın bir süre boyunca sohbet etti ve 2 saatten fazlasına neler sığdırdı, hepsini anlatabilmem mümkün değil. Bize hiç bilmediğimiz pek çok şey anlattı, yanlış bildiklerimizi de düzellti o nazik ve güler yüzlü üslubu ile.
16.00 gibi girdiğimiz mağazadan 18.30 sularında zor çıktık. Eğer biz çıkmasaydık, Fikret Bey bizi kovabilirdi çünkü onun da mesaisi dolmak üzereydi. (Latife yapıyorum, kendisi asla bu tip bir hareketi yapmayacak kadar nazik, ama biz mağazadan zor çıktık, böyle bir beyefendiyi bulunca saatlerce konuşmak istedik.)
4 yıldır saatlerle içli dışlıyım, hiç bu kadar keyif aldığım bir saat sohbeti yapmamıştım. Sayın Fikret Çelikçi'ye teşekkürlerimi sunuyorum.
Polemik
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder