'Kitap için' saati



"Zaman'ı benim kadar iyi bilseydin," dedi Şapkacı, "onu harcamaktan söz açmazdın. O, canlıdır."
Alice harikalar Diyarında, Lewis Carroll


Jay Griffiths'in, Ayrıntı yayınlarınan çıkan Tik Tak: Zamana Kaçamak Bir Bakış (eserin özgün adı: "Pip Pip: A Sideways Look at Time") isimli kitabını daha önce yazmıştım.

Bu kitaptan sevdiklerime hediye etmek veya okumak üzere ödünç vermek suretiyle elimde 1 tanecik olsun kalmadığını dehşetle farkettiğim vakit daha önce Kitap İçin'e gitmiştim, ancak ellerinde kitabın hiç kalmadığını söylemişlerdi. Bu kez Taksim Gezi Parkı'ndaki Sahaf Festivali'nde Kitap için'in standını görünce yanlarına gittiğimde, buruk baktığımdan olsa gerek, halime acıdılar ve kitaptan ellerinde 1 tane kalmış olduğunu söylediler, onu almak için yeni yerlerine, 130 küsür yıllık Hacopulo Pasajı'na gittim. Geniş ve ferah bir mekana taşınmışlar. Tik tak'ın yanına 2 Kitap daha aldım oradan. Güzel bir saat almış gibiydim, muhtemelen bir Oris skeleton alsaydım bu kadar sevinmeyecektim, o kadar halimden memnundum.

Saat Dünyası XXXIII



Saat Dünyası dergisinin 33. sayısını daha alır almaz kapaktaki Breguet saate dalıp gittim. Bu saatin içinde başka bir saat var sanki. Mekanizmayı örten perdeler kalkınca saatin gerçek ahvalini görmek mümkün olmuş, bu bir bir sanat eseri, mekanik bir heykel. Gerçi Polemik arkadaşım daha önce Breguet Classique Grande Complication isimli modeli incelemişti, fakat Polemik'in şikayet ettiği konular gördüğüm kadarıyla derginin kapağındaki Breguet 7047 modelinde yok. Saatin tek kötülüğü var o da fiyatı! Odamın duvarında International Herald Tribune'den kesilmiş bir Breguet ilanı var, pek sevdiğim Puşkin'in bir portresi var ve hemen altında 7027BB modeli çok güzel görünüyor.

Neyse kapağa takılıp ilerleyemedik, bu bahsi hemen geçeyim. Girişte derginin yayın yönetmeni Sezai Ünlü'nun yazısında bir sürprizle karşılaştım, artık dergiyi D&R mağazalarında bulabileceğimizi söylüyor, ileride saat mağazalarının yanında alışveriş merkezlerinde de derginin satılması planlanıyormuş. Doğrusu bu hoş olur, çünkü hep söylerim daha çok bilgi sahibi olan saat meraklısı insanlar, daha çok bilgi sahibi oldukça daha da fazlasını ve daha da iyisini talep edecekler, okudukça hem kişisel beğenilerini geliştirebilecekler, hem zevklerinin daha bir bilincine varıp görgülerini artırabilecekler. Kendimden biliyorum, dergi okumanın faydaları saymakla bitmez! İnsan kolunda taşıdığı saat hakkında elle tutulur bilgilere de sahip olmalı. İnternet var denilebilir, fakat internetten çok yararlanmama rağmen ne yazık ki internet çok uçucu bir mecra. Mesela bir yazıyı mimlemiştim geçenlerde, fakat ayrıntılı okuma yapmak için daha sonra tekrar siteye uğradığımda ne yazı vardı ortada, ne de site! Google'ın önbelleği de bazen bir işe yaramıyor. Oysa kitaplar dergiler hiç öyle değil, bir rafta dizili dergilere ulaşmak için saniyeler gerekli sadece. İnternette bir arama yapmak ve doğru bilgiye erişmek için bir yığın çöplüğü eşelemeniz gerekiyor, bu arada bir bakıyorum saatler geçmiş ve doğrulama imkanı olmayan bazı bilgilere ulaşmışım sadece. Yani bir de güvenilirlik sorunu da var internetin. Neyse Ahmet Mithat efendi'nin yazılarına dönmeden bu bahsi de geçelim. :)

Dergide kimi hatalar da var, Breguet hakkındaki yazıda "complication (karışıklık)" diye yazılmış, oysa sözü edilen ileri düzey saatçilik sınıfına (haute horlogerie) mensup bir saat, tam karşılamasa da 'karmaşık' denebilirdi yahut artık dilimizde kendine zorla da olsa bir yer açan 'komplikasyon saat' tabiri de kullanılabilirdi - bu arada dile kolay bir 'grande complication' saat 650'den fazla parça barındırıyor birkaç santimetrekarelik alanında! Tekrar konuya dönersek saatlere ilişkin çevirilerde, saatlere özgü terimler mevcut olduğu için, bu tür metinler teknik bir çeviri olacağından saatçilik terimlerine aşina kişiler tarafından çevrilmeli, yoksa gazetelerde ve bazı internet sitelerinde örneklerini gördüğüm şekilde, 'mekanizma' anlamındaki 'movemenet' sözcüğü 'hareket' diye çevrilirse yanlış anlamalara neden olabilir. Ama bunlar aslında küçük ayrıntılar, derginin kendisi güzel, daha önce derginin içeriğini eleştirmiştim, fakat giderek derginin her sayıda kendini aştığını görüyorum.

Dergide yazılar röportajlar filan çok, hepsinden söz etmeye kalkışışırsam yazı çok uzayacak, burada konuyu kapatayım.

Son olarak ayrıca dergiyle ilgili bir de ipucu vereyim: Mekanik Saat blogunun okurları derginin 108 ile 110. sayfalarına baktıkları vakit gülümseyecekler diye düşünüyorum.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...