"KIYMETLİ SAATLERİNİZİN TAMİRİ ORİJİNAL PARÇALARI İLE İTİNALI OLARAK YAPILIR" |
6 Haziran Çarşamba günü Tevfik Aydın'ın Sirkeci'deki mağazasına gittim. Şanslıymışım ki Ömer Aydın da mağazadaydı.
Elbette mekanik saatlerden söz ettik. Ömer Aydın'ın kızı ve ailenin yeni kuşak temsilcisi Canan Hanım da mağazadaydı. Böyle kuşaktan kuşağa geçen bir yapının içinde misafir olmak çok güzel.
Aklıma Ekşi Sözlük'teki Tevfik Aydın maddesinin altındaki en güzel tanımlardan biri geldi:
"Anneannemin annemi, annemin beni götürdüğü saatçi."
Sevgili Tissot'um da bakıma ihtiyacı vardı. Güngörmüş saatler arada sırada bakımdan geçmelidir. Aslında Tissot'mu aylardır bakıma vermeyi düşünüyordum. Fakat aramızda nasıl bir bağ oluştuysa artık bir türlü Tissot'mdan ayrılamıyordum.
Saati verirken, kendimi efsanevi kitap 'Yüzüklerin Efendisi'ndeki, esiri olduğu güç yüzüğünü kaptıran Gollum gibi hissettim. Elim titreyerek Ömer Bey'e uzattım saatimi (kıymetlimisss).
Ömer Aydın da benim bu durumumu hemen anladı ve saati birkaç gün sonra alabileceğimi belirtti. Ardından yukarıda görülen fişi doldurdu.
Daha önce de çeşitli saatçilere tamir ve bakım için saatlerimi vermiştim. Fakat böyle bir fiş vermemişlerdi bana.