Kozmik saat



Saatler bebek gibidir. Kolunuzdaki saat yeni de olsa daha önce bir başkası tarafından kullanılmış da olsa sizinle birlikte yeniden öğrenir, hayatınıza tanık olur, yardım eder, düşünmenize olanak tanır, hayatınızı paylaşır ve düzenler.

Bilindiği gibi zamanın saate ihtiyacı yoktur fakat insanın zamanı öğrenmeye ihtiyacı vardır. Acıklı olan hiç bir saatin ama bugüne dek yapılmış olan hiç bir saatin zamanı doğru olarak gösteremediği gerçeğidir. Atom saatleri, sezyum saatleri bile sapma payına sahiptir, bu yüzyıllar içinde saniyelerle ifade edilse ve bu da kimi insan için önemsiz de olsa benim için önemli mesela, demek ki zamanı tam olarak öğrenemiyoruz diyorum, sürekli düzeltmeye ihtiyaç duyuyoruz.

Zaman bizim zamanımız, ancak saatim ne diyor acaba diye düşünüyorum bazen, kulağıma götürüp sesini dinlediğim vakit, "az kaldı" diyor, "biraz daha acele etmelisin, hadi kaç zamandır çantanda taşıdığın şu kitabını bitir, çocuğuna niçin darıldın? git onu sev, gönlünü al, kokla evde pişen yemeği, hayatın tadını çıkar, yeni aldığın bilgisayar dergisinin daha kapağını açmadın, hani kitaplığındaki şiir kitaplarını, deneme kitaplarını düzenleyecektin? hani Enis Batur'un kitaplarını bir rafta toplayacaktın? hani "Su tüyün üzerinde bekler" kitabındaki "Zaman nereden gelir, kaydırağımı onarabilir mi?" başlıklı yazı için düşüncelerini yazacaktın? hani Birhan Keskin'in "Delilirikler" kitabını bulacaktın? yapılacaklar listesine bakmayı da unutuyorsun sürekli(...)

Biliyorsunuz artık, benim saatim çok geveze.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...