Eterna: Bir yaz akşamı eğer bir yolcu...
Alaturka zamana ayarlı saatime bakıyorum, 12'ye daha 2 saatin olduğunu söylüyor. Yani zaman akşam sularına doğru akıyor. Bir yol ağzına yakın küçümen bir kuyumcu dükkanının yine dükkan ile orantılı bir şekilde ufacık vitrinine bakıyorum. Göz ucuyla da yanımdan yöremden, pahalı çantalarını bir silah gibi taşıyan rüküş kadınların geçtiğini görüyorum.
Türlü türlü olasılıkların kıyısındayız her zaman. Çok sevdiğim bir yazar olan Italo Calvino yaşasaydı buralarda, mutlaka bir şeyler yazardı bu içten içe yanıp tutuşan duran şehirle ilgili. Farklı bir mevsim ve zamanda olmama rağmen yazarın en sevdiğim kitaplarından birini hatırladım: Bir kış gecesi eğer bir yolcu.
Yaşanan günler korkutucu bir hızla kişisel sorunları bile unutturacak kadar yoğun bir gündeme sahip, dünya nereye gidiyor, insanoğlu insankızı neden bu denli zalim diye yazıklanıp düşünürken, vitrindeki Eterna'lar kalbimdeki zehirli sıkıntıyı alıp götürüyor adeta.
Bu arada yanıma bir çift geliyor, onlar da mücevherlerden sonra saatlere bakıyorlar, rahatça Eterna'lara baksınlar diye kenara çekiliyorum. Oysa onlar Eterna'lara bakıp gülüyor. Hayatlarında Eterna nedir bilmedikleri için, aslında doğru dürüst mekanik bir saat gördüklerini bile zannetmediğim bu insanlar "Şu vitrine Rolex koysalardı ne diye böyle saçma sapan markaları koymuşlar" diye kıkırdamaya başlayınca canım sıkılıyor. Dayanamayıp Eterna'nın eski ve saatçilik tarihinde çok önemli bir şirket olduğunu söylüyorum. Bana aldırmadıklarını, dinlemediklerini anlayıp susuyorum sonra. Onlar çekilince yeniden Eterna'lara bakıyorum. Alay edilmek ne fena şey.
Benim Eterna sevgim eskiden beri vardı fakat bunun aşka dönüşmesi, çok ama çok sevdiğim dünya güzeli bir dostumun kolunda görmemle başladı. Bu dünya güzeli arkadaşım hem saatlerden anladığı için hem de yeme içme tercihlerinden, giyimine kadar kendine özgü bir tarzı olan hayranlık duyduğum biridir. Onun saatinden yola çıkarak, Eterna'yı bilmeyenler için bu önemli markayı tanıtmak ve övmek istiyorum.
Saat dünyasının çok bilinen ve adı dilden dile gezen saatlerini bazen unutmak gerekir. Gören gözlerin takdir ettiği başka büyük saatler de var. Bu tür saatler nadir bulunur cinsten nesneler gibi insanın gözüne doğrudan tutulmaz, adı da öyle her yerde telaffuz edilmez. İşte Eterna böyle saatler üretir.
Her Eterna saatinde temiz bir işçilik göze çarpar. Ayrıntılardaki titizlik ve sağlam bir mimariye sahip olan kasa hemen bütün Eterna'larda imza gibidir, belirgindir.
Ayrıca Eterna saat dünyasının en eski şirketlerinden biri olmasına rağmen aynı şekilde en yenilikçi şirketlerinden biridir. Saat dünyası için devrim niteliğinde mekanizmalar geliştirmişlerdir. Ayrıca bugün saat ile azıcık ilgilenenlerin bile bildiği, saygı duyduğu, adı bir kalite simgesi olarak saatseverlerin aklına kazınmış, en büyük mekanizma üreticilerinden olan ETA, bir zamanlar Eterna'ya bağlı bir fabrikaydı sadece.
Ek okumalar:
Eterna's Revolutionary Innovations
Wikipedia: Eterna
Europa Star: A quantum leap by Eterna SA
Zaman ve Sanat
P dergisi eşine az rastlanır o güzel dergilerden.
Her sayısı hayranlık uyandırıcı bir tasarım ve konu bütünlüğüne sahip. Usta eller ve akıllar tarafından hazırlandığı için de hiç hayal kırıklığı yaşatmayan dergilerden biri. Her sayısı özel bir konuyu ele alıyor ve bu konu sanat bağlamında inceleniyor.
P dergisinin 'Zaman ve Sanat' konulu 28. sayısının kapağı, en güzel dergi kapaklarından biridir bence. Ancak yüzeyden bakarak görsel olarak övmek haksızlık olur, bu dergi sadece gören gözlere değil saat meraklıları için kültürel bir hazine değerinde olan içeriği ile akla ve zevk sahibi insanlara da sesleniyor.
İçindeki konu başlıklarına ve yazarlara bakarsak mekanik saat meraklıları için ne kadar önemli bir dergi olduğunu da görebiliriz:
Yaşanan Zaman Ölçülen Zaman, Gerhard Dohrn van Rossum
Maya Ve Aztek Takvimlerinde Zaman, Güneş Taşı, Yıldız Çoban
Ortaçağ Ve Rönesans’ta Dua Saatleri Kitapları, Kutsanmış Zaman, Barbara Drake Boehm
Çin Resminde Mevsim Değişimleri, Theresa McNichol
Japon Şiiri Ve Resminde Zaman Değişimleri, Prenses Şokuşi’nin Dört Mevsimi, Prenses Şokuşi
İslâm Uygarlığında Takvim, Salim Aydüz
Takîyüddîn El-Rasid’in Gözlemleriyle İstanbul Semalarında Zaman, Yavuz Unat
Topkapı Sarayı Müzesı Saat Koleksiyonu, Zamane Bir Şark Masalı, Ali Esad Göksel
Monet’nin Rouen Katedrali Resimleri, Zamanın Rengi, Coşkun Irmak
Zamanın Sesi: Müzik, Filiz Ali
Jorge Luis Borges’in Zaman Dolambacında Küçük Bir Gezinti, Yollari Çatallanan ‘Anlar’, Serhan Ada
Tuğrul Selçuk’un Heykellerinde, Zamanın Düşü Ve Gerçeği, Ayşegül Hatay
Blogged with the Flock Browser
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)